Kime Kulak Vermemeli?
Etrafınızda olmalarına müsaade ederken iki kez düşünmeniz gereken 2 grup insan var:
1- "Dost acı söyler" deyimini kavrayamamış; daimi negatif enerji kaynakları.
2- "Motivasyon" kavramını yanlış yorumlayan; ayağı daimi "gaz" pedalında olanlar.
Her iki grup da "doğal akışı" manipüle etmeleri açısından birbirinden tehlikelidir.
Şöyle ki;
1- İlk grupta yer alan "yakın"(!)ların en büyük zararları kronikleşen bir "yetersizlik" ruh haline mahâl vermeleridir.
İçinde bulunduğumuz senaryoları olduğundan daha karamsar, daha riskli, daha ulaşılamaz algılamamızı sağlayan bu kişilerin dilinden;
- Olmaz!
- İmkansız!
- Ama,
- İyi düşün!
- Yapamazsın!
- Pişman olma!
- Başına iş açma!
vb. kelime ve kalıplar eksik olmaz.
2- Bu grubun yarattığı temel problem ise;
Her başarının bize, her hatanın başkasına ait olduğu halüsinasyonuna mahâl veren bir ruh haline bürünmemizdir.
Kabullenici olmaktan ziyade "suçlayıcı" olan bu yaklaşım son derece kıymetli bir değeri ıskalar maalesef:
"Mahçubiyet".
Hiç kimse mahçup olacağı bir duruma düşmek istemez elbette.
Diğer yandan;
Mahçup olmayı bilmek;
- Hatayı sahiplenebilmek,
- Gereken dersleri çıkarabilmek,
- Sonrasında yeniden daha güçlü başlayabilmek için bireysel menfaate sınır koyan ahlâki bir ön koşuldur aslında...